Quantcast
Channel: Umud'um...
Viewing all 71 articles
Browse latest View live

kızlar kızlar gelem miiii?!

$
0
0


İnsan belli bir yaşı geçtikten sonra arkadaş edinemez gibi geliyor..Hani yeni tanıştığın bir yerdeysen ve yıllarını verip kazandığın (evet bence kazanmaktır,arkadaş edinmek ki bir insanı kazanmak dünyada yapılabilecek en zorlu şeylerden biridir) kız arkadaşlarından ayrılmışsan tekrar sil baştan aynı heyecanı yaşamak için gücün de kalmıyor "sosyalleşme" hevesinde..Ama önemli..çok önemli kız arkadaş..Bir kere girdin mi o yalnız kalma döngüsüne kırmak çok zor..Tembellik gibi..Ne kadar hoşlanmasan da sürekli tembel olmaktan alamazsın kendini ya hani..o eşofman yapışır üstüne..elinde kumanda sürekli film izlersin falan filan..(Yıllardır çalışıp buna özenen insanlar şimdi ahhh keşkeee diyorlardır ehehe) Neyse konumuz tembellik yapma isteği değil,otuzundan sonra arkadaş edinebilmenin zorluğu..
Ankara'da bana yakın olan bir kaç kişi ile dizginliyordum bu hevesimi..Sonra iş konusunda yaşadığım sıkıntı dolayısıyla bir takım kurslara gitme fikri canlandı..O kollardan İnsan kaynakları yönetimi ilgimizi çekti..Ve ben başladım bir sertifika programına..Nasıl insanlar gelir,nasıl bir ortam olur hiç bir fikrim yoktu..İlk haftalar biraz geriden izlemek ve gözlem yapmakla geçti fakat çok değil bir iki hafta geçtikten sonra birbirine iyi gelen bir kaç kişi ile yakınlıklar doğmaya başladı..Baktım ki çok şeker gibi insanlar neden olmasın dedim..Tamam biliyoruz üniversitede değiliz ve o zamanlardaki gibi başımıza buyruk yaşamıyoruz ama olsundu..İnsana insan gerekti..Arkadaş edinmenin yaşı zamanı yokmuş meğersem :) Geçen haftaki kahve sohbetinin ardından bugün daha kalabalık (toplamda 5 kişi) kız arkadaş grubumla kahvaltı yaptık..Ne kadar özlemişim kadın muhabbetini ne kadar anlatamam..Her insan yeni bir dünya,ucsuz bucaksız derya aslında..Belki ders arasındaki bir çay molasında ışığı görüyorsun ama zaman yaratıp özenli bir şekilde o insanlar için "hazırlanıp" sadece kız muhabbetine gittiğinde asıl tanımaya başlıyorsun insanları..Onun dünyasının seninkinden ne kadar farklı olduğunu ya da ne kadar aynı duygular yaşadığını,kadın olmanın aynılıklarını ve birey olmanın farklılıklarını görüyor ve resmen bakış açısı ediniyorsun..Ama bence hep kazanıyorsun..

Sevdim Ankara'nın bu halini de..Kız muhabbetli Ankara! Bir de hepimiz işe girdik miydi ohooo bizden keyiflisi olmaz gari..

Bol arkadaşlı günler..

Not 1: Çarşamba akşamı Jehan geliyormuş Jehan..Passage Bar'daymış..Bi de aynı gün (03.03.2013) Bilkent'te söyleşisi varmış..Gönül'le plan yapıldı bile..Var mı katılmak isteyen??

Not 2: Cukurambar'daki Liva güzel imiş..Mekan çok geniş ve rahat..Kahvaltı tabakları da güzeldi,sunumda..Servis elemanları da bunaltmıyor..Daha ne?

Şu şarkı beni benden aldı..bakınız;






baba ölmüş..

$
0
0

çok çok üzüldüm ben...

                        



Hayatta olmam ben adam!!

$
0
0
Özden sıkı kadındır..Bakınız ne haykırmış;


"8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü sevgililer günü formatinda kutlayanlara;
8 Mart bir mucadele gunudur,129 kadin işçinin öldürüldüğü gündür, "kadinlar gunu" degil, "EMEKÇİ" Kadınlar Günüdür.









Gelsin baba gelsin koca gelsin
Polisiniz devletiniz gelsin
Bakanınız haklarımı versin
Aman istemem üzeri kalsın
Ev işlerini marslılar yapsın
Cadıysam süpürge bana kalsın
Olursa çocuk yaparım olsun

İstemezsem soyları kurusun
Çitmişim ben çekirdek aileyi
Kırmışım kendi testimi
Bundan böyle ne bacı ne bayan
Hayatta olmam ben adam
Cinayetinize sessiz kalmaz
Yastık değildir köşede durmaz
Kol kırılsa yen içinde kalmaz
Tarih yazar figüran olmaz
Çevir dünyayı tersine dönsün
Seni dövemez dizini dövsün
Kız kardeşlerin sesini duysun
Kadınlar sokaklara dökülsün
Bundan böyle duramam ben evde
Sokağa özgürleşmeye
Bundan böyle ne bacı ne bayan
Hayatta olmam ben adam


Çoklu Kişilik Bozukluğu ve John Cusack

$
0
0

"Dün merdivenleri çıkarken orda olmayan bir adamla karşılaştım.Bugün de orda değildi..Keşke,
keşke,dedim.Gitse!"

Son izlediğim film İdentity..John Cusack sevdiğim beğendiğim en nihayetinde saygı duyduğum bir holivud ağbimizdir..Sanıyorum tanışıklığımız "Sensiz olmaz" diyerek türkçeleştirilen "high fidelity" filmi ile olmuştu..Belki daha eskidir de ben bilmiyorumdur..Bak o film de güzeldir..Tekrar izlemek lazım ama yazmak için, çoookkk uzun zeman oldu izleyeli..Afişi yatak odamızda durur hala..



Identity aslında enteresan bir film..Çok enteresan değil ama enteresan..Anlatacağım..

Başladığında Agatha Christie romanlarından uyarlanan filmmiş gibi ya da Stephen King gibi..Deli gibi yağan yağmur çakan şimşek,bir şekilde yolları ıssız bir yerdeki otelde kesişen on kişi,sırayla ölen insanlar..Hatta filmin bir yerinde Agatha teyzenin On küçük zenci'sine gönderme yapılıyor..Ama film ilerledikçe Pruitt Taylor Vince abinin canlandırdığı Malcolm karakteri filmi zenginleştirmeye yetiyor bence..Malcolm'ın kafasının içindeki o karmaşa çok dikkat çekici kılıyor filmi..Ayrıca gözlerini nasıl öyle yapabiliyor sorusuna da internette araştırdığımda yanıt buldum;adamın nystagmus hastalığı varmış..Gözün istemdışı ileri geri hareketi..Normal insan deviremez yoksa o gözleri öyle..


İzlerken Malcolm'un suçlu mu suçsuz mu olduğunu çok düşündüm..Yani psikolojik hastalığı olan bir kişi ne yaptığının farkında değilse yaptıklarından sorumlu mudur? Sanırım yaşanılanların neresinde durduğuna bakar sorunun cevabı..


Eğer çoklu kişilik bozukluklarını irdeleyen psikolojik gerilim filmi izlemek isterseniz,zaman kaybı yaşamayacağınız bir film bu..


Al sana bi de fragman vereyim yanında;




Geceler boyu güneşi izleyip,seni bekleyeceğim..

$
0
0

Çok ciddi tesadüfler barındıran bir hayatım var bence..Severim onları ve o tesadüfler ya olmasaydı acaba nerde neler yapıyor olurdum,düşünürüm sıklıkla..Severim işte onları..

Bu filmle karşılaşmamda bir tesadüf benim..KUTUP ÇİZGİSİ AŞIKLARI..

Film,film gibi değil..Bende uyandırdığı intiba birileri benim yanıbaşımda bişiler yaşıyorlar ve bende onları izliyorum gibi..İspanyolca ismi LOS AMANTES DEL  CİRCULO POLAR..

Çocukken yaşadıkları ufak tesadüf sonucu karşılaşırlar Otto ve Anna..İlk karşılaşmalarından itibaren hayatlarının sonuna dek türlü çeşit tesadüfler ile ödüllenirler ya da cezalandırılırlar..Kim tarafından peki? Yaşadıkları kader midir yoksa kendi tercihleri mi? Mesela yan masada otururken biraz daha dönse arkasına görecektir Anna Otto'yu ama göremez ve sonra yan masadaki gelecekte kocası olan adamdan bir dal sigara ister..Halbuki tek istediği Otto'dur ama olmaz işte..Sigarasını yakar ama Otto gitmiştir artık..

Bunları onlar yaşarken farkedemezler ama sen büyülenmiş gözlerle bakarken ekrana farkedersin..Sonra durdurur düşünürsün benim de farkedemediklerim olduysa kim farketti peki?

Hayatımdaki tesadüfleri seviyorum ben..Seviyorum işte onları..

Öyle başarılı ve büyüleyici bir film ki,adeta yap boz şeklinde gelişen olaylar,geçmişe dönüşler ve bazen Anna'nın bazen de Otto'nun gözlerinden bakmak öyle hoş bir deneyim ki..

Aşk halinin hep çemberin içinde olmak olduğunu düşündüm..Başlangıç noktan aşık olmak ise döne dolaşa o çemberin içinde yaşıyorsun ve vardığın nokta çemberin başlangıç noktası oluyor..Bundan mutlu olmak ya da mutsuz olmak aşkın elinde..

İzlediğim en güzel aşk filmlerinden oldu Kutup çizgisi aşıkları..

Anna'nın gözlerinin içindeki Otto,aynaya bakmama sebep oldu..Gözlerimin içindeki de beni bu halimle mutlu etmeye yetti..

Her ne kadar ismimim sondan okunuşu ile baştan okunuşu aynı olmasa da..


sakin sakin..sakın sakın..

yastık adam ve ben

$
0
0

Çok seviyorum tiyatro oyunu izlemeyi sahici sahici geliyor gerçekten orda yaşıyomuş gibi adamlar..Gel gör ki Ankara'da benim kadar çok seven var ya da afedersin ama g.t kadar gidilecek yer olmasından mütevellit bilet bulmak çok zor..Aslında hep kulaktan dolma bilgiler bunnar çünkü hiç gidip de bulamadan kıçın kıçın dönüp saydırdığım olmadı..Hatta bi keresinde bilet aldım da biz gidemediydik çoğcukları bırakacak kimse yokluğundan! 



Neyse ne,entellektüel kişilik oluşturmada anlık karar verme no:827..Kesinliklen artık daha çok tiyatroya gitcem..

dün akşam Yastık Adam'a gittik kızlarla..Bahri'de vardı ama o sevgilisiyle idi..Biz kız kıza kaldık bundan sebep..Zaten muhabbete değil izlemeye gitmiştik..Oyun çok gergindi..Kara mizah demişler ama ben pek gülünecek bi yer göremedim..Acı acı bellllkkkiii 1 kere ya da hadi 2 olsun gülmüşümdür o da 2 saniye felan..sonra ciddileştik oyun çok gergin zira..Ama oyuncular çok iyiydi yaaa..Murat Çıdamlı, Emre Erçil, Tolga Tekin, Mesut Turan..Ben en çok Katuryan'ı sevdim bi de...

bi dakka ya evden çıkmam lazım..saat?? üff.geç kalcam..Bu oyun için başka bambaşka post lazım gelir..Artık eve dönünce şeyedelim..öptüm..


Eymir gölü'ne bahar gelmiş..


çeşit meşit

$
0
0

Çöps manyaklığı had safhada..şu aralar gözü başka bişi görmüyor..İsimler veriyor onlara,komik komik isimler..bana da kayıt tutturuyor..İşte Şirinella'nın çöps envanteri;


şapşal sivilce
anne akbaba
dinoo
kusmuk canavarı
aktapus
şaşkın lollipop
arkasında solucan var
üzgün köpek kulübesi
lazer ışını
kızgın diş
savaşçı  canavar
guguk kuşu
üzgün televizyon
şapşal keçi
zıp zıp pire
havaya bakan solucan
şaşıran sivilce
gözsüz canavar
vız vız arı
dino dan
kızgın çöps
şaşkın goril
kızgın balkabağı
gözlüklü bavul
kızgın ayıcık
iki el
gagak kuşu
karanlık canavarı
arkasında el var
dişlek boa yılına

Murat Menteş'in Dublörün Dilemması'nı sevdim..Sürekli okuyup hemen bitiremedim ama yarın falan okuyup bitirmek niyetim.
tavsiye..

bu şarkı da güsel..



karlar kraliçesi bırrrrrr

$
0
0

Şirinella ile dün sinema günü yaptık..Karlar Kraliçesi'ne gittik ana-kız..Ben filmi çok beğendim..

Filmin konusu kısaca şu; buz gibi kalbi olan kraliçe kuzey kutbunun dondurucu soğuğunu insanlığın üzerine üfleyerek kötülük dolu nihai amacını gerçekleştirmek istemektedir.Dünya üzerindeki tüm sanatçıları dondurarak öldürür.Bu tehditlerden biri de cam ustası olan Vegard'dır..Vegard ve karısını da bu kötülükten nasibini alır ve kötü kalpli kraliçe tarafından dondurulurlar..Dünya tatlısı çocukları kai ve Gerda son anda kurtulurlar ama birbirlerinden kopmuşlardır artık.Masal bu ya çocuklar günün birinde bir yetimhanede karşılaşırlar ve kan çeker :)

Bu yaşanılan günlerde insanlar da "soğuk havalardan" nasibini alacaklardır..Kalpler acımasızca ve sevgiden uzak çarpıyordur..Ama yine de ufak tefek insani kırıntılar abisini kurtarmak isteyen Gerda'ya yardım edecektir.

Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen'in romanından sinemaya aktarılan film Rusya yapımı veee şeker gibi bir filmmm..





keşke

$
0
0

Mentalist izlerken uyuyakalınca çok gıcık oluyorum kendime..keşke uyumasam..

eve leylak aldık ,mor leylak..su vermeyi unutunca soldu leylakcık..keşke unutmasam..

gofret yemesem hiç şeker yemesem hiç acılı antep lahmacun yemesem..keşke göbek diye bişi olmasa bu dünyada..
 
keşke o lokantadaki yaşlı neneyi anneanneme benzetmesem,keşke o hep bizimle kalabilse..

Sibirya berberi'ndeki Tolstoy (yazar olanla akraba olmayan) filmin başındaki neşesini hiç kaybetmemiş olsa keşke,filmin sonunda o yorgun gözlerle bakmasa bize..


Deniz'cimle İstanbul'da karşılaşabilsek,Koço'da rakı-balık yapsak berin anlatsa biz onu dinlesek,saçma sapan gülsek ota boka..keşke birbirimizi özlemişsek parmaklarımızı şıklatıp yanına gidebilsek birbirimizin..





Annem her akşam evde bizi karşılasa,yemek hazırlasa bize,eve girdikten sonra uyumadan önce yan gelip yatsam,şirinella ile debelensem keşke..

yarın kalksak yaz gelse,tatile gitmemize 2 gün kalmış olsa keşke..

Eski buzdolapları emekli olabilse keşke.. 

Bu resmi ben çekebilseydim keşke..


BİR ÇİÇEK

Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Cemal Süreya


özel şarkı..

Ankara'da yağmur yağarken bu şarkıyı dinlemek...

Bugünün şarkısı

$
0
0





Bir başka kesin karara ihtiyacım yok.

Bir yere,  bir yere gidiyor gibi hissetmem için.
 

Bana ihtiyacın olduğunu söyledin,
Ya da en azından bu benim düşündüğümdü.
Bazen (bazı zamanlar) anılar 
Kapımı çalar gibi oluyor
Milyonlarca kez izlediğim bir film bu.

Senaryoyu ben yazıyormuşum gibi hissettiriyor.

Tekrarlamayı reddediyorum..

Geçmişte yaptığımız hataları..(Dünün hatalarını)
 

Şu an daha güçlü olduğumu düşünmek iyi geliyor

Sağduyu kurbanıyım.

Ama gerçek şu ki,

Hala geçmiş ile şimdiyi karıştırdığımın farkındayım.

Yaşadıklarımızı tek bir kareye sıkıştırdım

Beynime kazındı
Ne zaman ilerlemeye çalışsam

Aynı resim karşıma çıkıyor 


Onlar dünün hatalarıydı
Dünün hataları
Tekrarlamayı reddediyorum...

Geçmişte yaptığımız hataları..(Dünün hatalarını)

                            -İbranice olan kısım-
-Merhametli olmanın kişiliği üzerimize ol ve sahibinin (tanrının) önüne duamızı getir
ve milletin için merhamet iste çünkü her kalp elemli ve her baş hastalıklı-

Bencilliğimi affet
Eğer affedebilirsen memnun olurum.
Nankörlüğümü unut.
Düşünüyorsun ki  aynıyım , hala o kızım 
Affetmemiz gerektiğini söylüyorlar.
Ama unutma.
Öncesinde neler olduğunu

Tekrarlamayı reddediyorum...

Geçmişte yaptığımız hataları..(Dünün hatalarını)

Ve onlar dünün hatalarıydı
Dünün hataları
Geçmişte yaptığımız hataları..(Dünün hatalarını) 

Tekrarlamayı reddediyorum.







"Bizim Yunus"

$
0
0

Dün akşam Yunus Emre'nin bir hikayesini dinledim.O kadar çok içime işledi ki dün akşamdan beri başka şey düşünemez oldum.

Hikaye şöyle;
Yunus bulunduğu dergahtan ayrılmak, başka yerler başka insanlarla karşılaşmak ister.Bu dergah Taptuk Emre'nin dergahıdır..Bir gün daralır ve Taptuk Emre'ye "ben gideceğim" demeye o kadar çekinir ki dergahtan sessizce kaçar gibi ayrılır...Yıllarca başka yerlerde gezer durur..Sonra pişmanlığı had safhaya ulaşır ve geri dönmek ister dergahına..Fakat zamanında sessizce, kaçar gibi  ayrıldığından bu sefer de Taptuk Emre'nin karşısına çıkmaya çekinir..Bir öğlen vakti Taptuk Emre camide vaaz verirken Yunus dergaha gelir ve dergahta Taptuk Emre'nın karısına  akıl danışır..Der ki  böyleyken böyle..Taptuk Emre'nin karısı da der ki "sen şimdi şu eşiğe uzan, Taptuk Emre'nin gözleri artık iyi görmüyor.Eşikten geçerken sana takılıp da sorarsa kim bu diye..Ben Yunus derim..Hangi Yunus derse sen hiç bişey söylemeden çık git"..Tamam Demiş Yunus..İlişmiş eşiğe..Taptuk Emre gelmiş camiden, eşikten geçerken ayağı Yunus'a takılmış.."Kim bu?" diye sormuş hanımına ..Karısı da "Yunus o" demiş..Taptuk Emre şöyle demiş işte o zaman BİZİM YUNUS'MU? 

O kadar çok şey çıkardım ki ben bu kısacık hikayeden..Peki sen?


Merhamet!

$
0
0

Bu sabah yanıma bir baba-oğul oturdu..Baba bıyıklı,elinde "sol" gazetesi olan bir babaydı..Çocuk, elinde yeşil kaplı büyük bir kitap olan bir çocuktu..

Yeşil kaplı kitap meğer çocuklara matematiğin resimlerle anlatıldığı kitaplardanmış.Başladılar çalışmaya..

Küçük ejdarhanın 2 eli varmış..2 küçük ejderhanın toplam kaç eli olurmuş?

Çocuk minicik ve zorlanıyor çözmekte ama bi yandan zehir eller giriyor devreye.küçük parmaklar sayılıyor sonuç bulunuyor..Başka bir problem daha..

Her sırada 3 mısır var.3 sıra olduğuna göre toplam kaç mısır vardır?

Taam velet zehir ama bu ona zor geliyor..Kızıyor.."Bilmiyorum ben bunun yanıtını, çözmicem! " diyor..Baba sabırlı "bilmiyorsun kuzum işte o yüzden çalışıyoruz ya..Öğren diye"..diyor.Velet kızdı ya istemiyor çalışmayı..Ehehehe o zaman diyor ki işte" ben öğrenmek değil bilmek istiyorum ama!"

O zaman tutamadım kendimi gülüverdim yanımdakinin kafasını okşayarak..Baba da güldü..Bıraktılar çalışmayı..

Ben de öğrenmek değil bilmek istiyorum ama!!!!

He günün tatlısı;

Duffy'i öpüp koklamak isteyenler beri gelsin...





bi de bu;




sen gidersen benim başka kimim var?

$
0
0

Radyoda türkü dinlemek istedim bu sabah..Bana ananem hatırlatsın diye açtım trt türkü kanalını..Ananem sabah ilk iş açardı radyoyu.Ama eskiden taa ben küçük olduğum zamanlardan bahsediyorum..Ta Zeynep kamil'de Valide-i atik mahallesi Yavuz apartmanı'nda oturduğumuz zamanlardan.Ananemler giriş katında biz de bir üst katta otururduk..Daha evveli de var Çiçekçi'de oturduğumuz zamanlar ama o çok eski..orayı çok net hatırlamıyorum.Sadece ananemin cimcime dediği bir kız vardı onu hatırlıyorum.Esra idi sanırım gerçek adı.Bir de çingene eteğimi hatırlıyorum o zamandan..Üstümden çıkarmamacasına severdim o eteği ve ne kadar çirkin bir etekti anlatamam.Tek özelliği ben dönünce eteğinde lunaparktaki balerinin eteği gibi kocaman açılmasıydı.Hakkaten ne çirkin etekti, renkler falan berbat yani..Berin'in beni o etekten kurtarma mücadelesi görülmeye değerdi..Güzel bir çocuktum ve kendimi ziyan ettiğimi düşünürdü onu giyerek :) 
Bir de onu giyince düğünlerde oynarken çok havalı olduğumu düşünürdüm.Ananem beni masaya çıkartırdı ben de kendimce döktürürdüm..Herkes alkışlarken beni daha da şevkle atardım minik göbecikleri..Dansöz olmak isterdim o günlerde..Hatta sanırım epeyce ağlamıştım bana zil alın şu işi layıkıyla yapayım diye..Alındı mı? Bak onu hatırlamıyorum.Dedim ya çok az anım var çocukluğumla ilgili..Sanırım çok derinlere ama çok derinlere atmışım karşıma çıkmasın diye bir daha..
Annemin sivri topuk kırmızı ayakkabılarını da hatırlıyorum. (çok ama çok güzel ayakkabıları vardı annemin) Onları alır salona kendime bir tamirci masası hazırlardım..Çekiçli çivili basbaya.Sonra ağzımda o çivileri tutar çekiçle ayakkabının altına çakardım..Annem kızmazdı. Bilmem belki kızardı da ben unutmuşum.Pazar günleri de Bağlarbaşı'nda ki lunaparka giderdik annem kerem ben..Babam gelmezdi.Nerde olurdu bilmem..Sanırım Üsküdar'daki birahanede.
Türküler o günlerden işte..Ananem başına tülbenti sarar evi temizlerdi..Mütemadiyen temizlik olan bir evdi onun evi..Ama kendi kendine yapardı beni hiç rahatsız etmezdi.Usul usul..Çok özledim.Bunları düşünürken ağlamamak mümkün değil benim için.Yalnızken dışıma dışıma, yalnız değilken içime içime..Şu an peki? Şu an nereye ağlayayım bilemiyorum..
Özlemimi  iç organlarımda hissettiğimi zamanlardan biri..Defolarımı dolduracak kadar çoklar o günlerin özlemi..Üstelik bir kaç anı hariç mutlu bile sayılmazdım.



dünya dar gelince ay da gezer oldum..

OFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFF

$
0
0
"Park da bizim Meydan'da" 4 gün sürdü. İçinde nefret barındırmayan insanları bile yoldan çıkardınız..Haykıra haykıra sövesim var; KAHROLSUN FAŞİST İKTİDAR!!!!!! SİZİN AHLAKINIZI DA OLMAYAN SAHTE İNANCINIZI DA !!!!!!!!!

http://www.ntvmsnbc.com/id/25446052

19.00 DA KUĞULU PARK'TA..BİRAZ OLSUN BU ÜLKE İÇİN ÜZÜLÜYORSANIZ ORDA OLUN!

$
0
0

İstediğimiz sadece ağaçların kesilmediği, nefes alacağımız bir kaç küçük yeşil alanın kapitalist güçlere peşkeş çekilmediği, en ufak bir hak arayışında biber gazı ile hayatımızın tehlikeye atılmadığı, birbirine aşık iki insanın birbirlerini öpmelerinin "ahlaksızlık"olarak değerlendirilmediği, o insanların yanında olduğumuzda vatan haini olarak değerlendirilmediğimiz bir ülke..İnsani, vicdanlı bir yönetim! 

Biz bu akşam Kuğulu park'da olacağız..Saat 19.00'da..Cop'sa cop, gazsa gaz! 




Yeter artık! demek için..



Viewing all 71 articles
Browse latest View live